MİRASIN GERÇEK REDDİ

Mirasın reddi iki şekilde mümkündür. Bunlardan ilki mirasın gerçek reddi, ikincisi ise mirasın hükmen reddidir. Bu yazımızda İzmir Miras Avukatı olarak mirasın gerçek reddine ilişkin bilgiler vereceğiz.

MİRASIN GERÇEK REDDİ

Mirasın reddi, kanuni veya atanmış mirasçının geçmiş olan mirası kabul etmemek hususundaki irade beyanıdır. Mirası reddetme hakkına sahip olanlar, kanuni ve atanmış mirasçılardır.

Mirasın reddi doğal olarak miras hakkının mirasçıya geçmesinden sonra söz konusu olabilir. Yani muris henüz hayattayken mirasın reddi mümkün değildir.

Reddi Miras Süresi

Miras üç ay içinde reddedilebilir. Bu üç aylık süre murisin ölüm veya mirasçı, mirasçı olduğunu daha sonra öğrenmişse öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlayacaktır. Kanunda öngörülen bu süre hak düşürücü süredir. Bu sürenin kaçırılması halinde Mahkemeye yapılan mirasın gerçek reddi yönündeki talep reddedilecektir. Böyle bir durumda Mirasın Hükmen Reddi yoluna gitmek gerekecektir ki bu yol gerçek redde nazaran zor, uzun ve masraflı bir yoldur.

Mirasın reddi nedenleri nelerdir?

Mirasın gerçek reddi, herhangi bir nedene dayanmak zorunda değildir. Atanmış veya yasal tüm mirasçılar süresi içerisinde neden göstermeksizin mirası reddedebilirler.

Red Hakkından Yoksunluk

Mirasçı iki durumda red hakkından yoksun olur. Diğer bir deyişle iki halde red hakkı düşer. Bunlardan ilki, mirasın açık veya zımnen kabulü halidir. İkinci hal ise süresi içerisinde red hakkının kullanılmamasıdır.

Mirası Red Hakkının Kullanılması

Mirasın gerçek reddi için mirasçının mirası reddettiğini açık olarak beyan etmelidir. Bu beyan tek taraflı varması gerekli bir hukuku işlemdir. Bu beyan kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Red beyanının kayıt veya şart içermesi halinde Doktrinde hakim olan görüşe göre böyle bir durumda red beyanı hükümsüz olur.

Mirasın reddedildiğine ilişkin beyan Sulh Hukuk Mahkemesine yapılır ve kural olarak bu beyandan geri dönülemez.

Mirasın Reddinin Sonuçları

Mirasın gerçek ve hükmen reddinin bir takım hukuki sonuçları vardır. Bunlardan en önemlisi; mirası reddeden mirasçının miras hakkı, kendisi sağ değilmiş gibi diğer mirasçılara geçer. TMK m. 611 “yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer. Mirası reddeden atanmış mirasçının payı, miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufundan arzusunun başka türlü olduğu anlaşılmadıkça, miras bırakanın en yakın yasal mirasçılarına kalır” şeklindedir.

Örneğin; murisin, mirası reddeden çocuğu B’nin miras payı,  B’ nin çocuğu C’ ye geçer. Böyle bir durumda C’ nin de, B’nin mirası reddettiğini öğrendiği tarihten itibaren üç ay içerisinde mirası reddetme hakkı olacaktır. Eğer mirası reddeden yasal değil de, atanmış mirasçı ise, reddettiği miras onun alt soyuna geçmeyecek, böyle bir mirasçı atanmamış gibi, bu miras payı da ölenin en yakın yasal mirasçılarına geçecektir.

Alt soyun tamamının mirası reddetmesi durumunda, miras sağ kalan eşe geçer. Mirasçıların tamamının mirası reddetmesi halinde ise miras iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Terekeden öncelikle ölenin borçları ödenir, geriye bir değer kalması halinde bu değer yasal mirasçılara, mirası reddetmemişler gibi yasal payları oranında paylaştırılır.

Bu yazımız mirasın reddinin bir türü olan mirasın gerçek reddi konusunda özet ve yüzeysel bilgiler içermektedir. Reddi miras, basit olarak görünse de hukuki yönden oldukça teknik hususları içerisinde barındırmaktadır.

Bilindiği üzere reddi miras yapılmasının ön önemli sebebi terekesi borca batık muristen varislere bu borçların intikalinin önlenmesini sağlamaktır. Bu sebeple reddi miras yapılmadan önce alanında uzman bir avukattan yardım almanızı şiddetle tavsiye ederiz. Usuli bir hata yapılması durumunda zor duruma düşeceğinizi unutmayınız.

Avukat

Erdi Durak

İzmir Barosu

 

Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir